SUSUZ, NEFESSİZ...yokluğuna kaç kalem eskittim bilsen. ayak seslerine kulak kesildi kaç hücrem. çığlıklarına yükledim de gidişlerini, seferden dönmedi kara tren. bırak dağınık kalsın şimdi gözbebeklerimde o hırçın mevsimler... haber güvercinlerimi çaldı şahinler... bir bakışına gecelerimi yaktım bilsen... mum gibi... doğsun istediydim gözlerine benli gülüşler. seni seviyorum deseydin, ya da, sevmiyorum demen için kıyıda beklediydi ak, kara tüm denizler... hazır asker... dağınık kalsın bırak saçlarıma iliştirdiğim çocuksu gülüşler. seni yürüyorum, kaldırımları değil. bütün sokaklar çıkmaza dönüyor ve hüzünlerim, çayından geçip giden bir tutam şeker gibiler içiyorsun, içi acıyor içimin… gönül sularında bu, kaçıncı kaçıncı vurgun yiyişim..? gözlerimde dağıldı, seherler... sen... su gibi içtiğim. nefes gibi çektiğim ve kalem, kâğıt gibi vazgeçemediğim… kavuşursam sana, namerdim. susuz, nefessiz büyüyeceğim... kâğıtsız kitaplara, seni; kalemsiz çizeceğim... nurcan yalçin |
tebrikler