SIZIZaman gaddar, leş ölüsü dakikalarda özeniyor haftalara, aylara ve de yıllara takvimler döküyor yapraklarını Makus bir talihe günlerce ağlayarak Ömrüm kocamış, Geçemez kısacık hilaf çemberinden nefessiz kara basan çöker ,gecenin orta yerine bir ihtimal daha var diyerek, dikerim gözlerimi ,yorgun ışıyan sabahlara düş minderinde boğuşurum beklenen aydınlık zürriyetsizdir oysa koca ömür üşür yüreğimde, empozeli zemheri ayında kangren girmiş hoyrat yaşamın telvesine her evrede usulca kurur can damarım meşakkat saliselerinin ardında bitkin kalırım aşk yükü ağırdan ağırdan vurur günah semerini sırtıma nasıl da baba yiğittir kader kendi kör zindanında volta atar şafaklar umutsuzdur yürekte karanlığa mahkum düşlerim güvercin uçmaz ,yağmurun çığlığında bende özgürlük gün sayar döverim diye demiri tavında alır gider yirmi dört saatimi, gözümden düşen iki damla doluşurum darıcık ömrün dergahına çaresiz tez geçen zamanın kucağında hayalim oturur doğarken iğneyle kazılmış temeli yıkılsa da bir güvercin kanadından vurulur bir çocuk isyan eder içimde gönlüm,kavrulurken kendi yağında Zaralıcan İstanbul 2010 |
özeniyor haftalara, aylara ve de yıllara
takvimler döküyor yapraklarını
Makus bir talihe günlerce ağlayarak
Takvim yapraklarının düşmesiyle başlıyor sızı Sevginin özlemin sancısı düşende yüreğe sonrası geliyor işte Şiir damla damla yudum şlemiş bu akışı Yaşama teğet olmayan dokunuşlar oldukça hoş söylemler ve güçlü bir final İçinizdeki çocuk asla ölmesin Çok çok güzeldi Beğeniyle okudum Paylaştım