İSTANBUL
Sis
Düşsel bir buhar gibi Kulelerini zaptetmiş İstanbulun Her yer krizantem açmış bir mezar sanki Bu hüzünlü kentte misafir olunur ancak. Sis Avucuma nemini bırakan sevişken bir kadın kadar uysal Uzak bloklarda ki oda ışıkları eşliğinde Sis içiyor sis giyiyorum Mezarlıklardaki işe yaramaz ateşler gibi ışıldıyor hayalin Ve sen sessizce yanımdan geçiyorsun Ayakların çıplak Ökçesiz Çorapsız Sandaletsiz Sisin ıslaklığı yalıyor yanağımı Bir sarhoş sürüsü ilerde nara atıyor Sis seni beni ve dünyayı ele geçiriyor İstanbul Yeniden yorgun ve gizemli bir yaşamla doluyor Havanın sıcaklığı arttıkça artıyor önce seni yitiriyorum Sonra bir çavlanda Yutmak için ağzını açmış uçuruma yuvarlanıyorum Bana gelme kendine gel Yüzünü dön ve sise doğru yüz. 22.02.2010 Ümraniye |
Kalem yüreğin doğrularını yazdıkca varlığını sürdürür...
............................................................ Saygı ve selamlar..