Pervane olur geceden kalanlar lâle
Köşe başı kaygısı düşlerinde sokağımın lambası
Kâh yanar ışıl ışıl fenerim kör dünyaya Bazen sönerim düşerim dipsiz kuyulara Metanet dilerim olmuşların sahibinden Derin anlamları açarım soframa aş Koynuma sığdırdığım sırlarımı dost bellerim Okşamak isterim sığınan bebekleri gece yarısı hasretiyle Sırma camları ebruli renklendiririm kimi zaman Kızarım bazen bütün melanetimle kırarım sınırları Sirkeyi doldurur kadehe zerk ederim bir yudumda nefsime Arınırım öfkemi dökünce yürek kasemden bağlarım dilimi Çuvaldız iğne sözü urganlar ile Adaklar adarım bütün ağaçlara Geçmiş günlerden kestiğim urba parçalarını Dile gelir dökülür her biri esen rüzgarlar da Hatta sessizliği duyabilse kulakları duyulur ağıtları geçmişin Yaslar başını yürekten dökülen namelere Konar arı misali sevdayı bilen şarkılarda güfte Masalın devamı olur sevda çiçeklerim Adem den havaya aktığı gibi Kâh yanar ışıkları semadan yeryüzüne Kâh utanır dudakları kiraza nispet edercesine Bazen iki sokak arasında dövüşe tutulur düşlerim Kim güçlü kim zavallı ve kim kazanır sitem olur vururum benliği iki kaşın arasından Git gel yol alır durur sularım Ben bütün fidanları ışığımla sularım çöl için serap bataklıkta ağaca dönerim ışıkla... Kâh düşerim düşlerden geceye Kâh akarım Kâh takılır kalırım bir kirpiğe… Lâle lâle.. |