Karanfil kokulu düşler
Beşinci evresinde zamanın dil ayrımları
Şerha şerha düşüyor geçmişin acıları Merdivenlerin ilk basamağından ta tepesine arşınlanan Meşakkatli yolculuk ki beni yükseklik tutar İçim kıyılır bulanır mazi zifiri yarar gözlerimi İsimler biriktiririm aynı sıfatlardan ayrı simalar Kimi Ayşe olur bazısı Mehmet Bazıları isimsizdir silik silüet şeklinde düşer köşelerine İkarusun kanatları gibi uçar bir yerlerde yanık balmumları Erimişlik kokar zamanın içinden kıyılır içim nefessizce İnanma sonu ceplerimde hayallerim sayarım takvimin abaküsünü Bir doğduğum gün ki özgürlük bahşetti ilk ağlama Ağlamak sağanak yağmurda olmak için zerreme dek arınma Güneşe gülmek içimsiz tebessümle aksetmeli yollar Katre katre karanfil açıyor tebessüme uzanan dudaklar Helal yanını öz demine dökmüş inananlar Yazını kışa giydirir akrep bekler ah u zar Ömrün yazı kışı baharları Fırtınadan sırılsıklam Denizin tuzu güneşin dudakları sarınca ruhunu Uyanınca uykudan nafile akan zamanlara Hele birde beşinci mevsime gebeysen Ayıl… Sevebildiğin kadar sev uçabildiğin kadar aç kanatlarını Isınmayan kışlardaki ellerini Turuncu kokan gecelerini Ve hüzün kokan yağmurları Dökülme vaktidir şimdi sakaklara Zonklayan şakaklarımla Yaşlanmadan paslandım… |