Tut ellerimden...
Tut ellerimden...
Yaşam kadar değerlidir bu aşk hüzün yağmurlarının ıslattığı saçların ve geceye karanlığını satan, siyah gözlerinin buğusu şahittir. gecelere bile sığmıyor benliğin. ne yaşanacak bir kaderim, ne de taşıyacak bir kimliğim kalmadı artık. anlayacağın hiçim. anlayacağın bu şehirde bir yitiğim. hangi yağmur dökecek seni, avuçlarımın içine damla damla. hangi sel alıp götürecek, aşkının ağırlığını bedenimden. bilmiyorum artık hiç bir şeyi. siyah gözlerinin en sakin, en karanlık yerine başlatmak istiyorum ömrümdeki bu son göçü. şimdi, küllerim savrulsada etrafa, ebediyeti çağıran aşkım, hediyedir benden sana... benim kadar çok seviyor mu gittiğin? o, gözlerine hiç usanmadan bakıyor mu? adına şiirler yazıp, sen diye ağlıyor mu? hayalindeki bir tebessüme uykularını satıyor mu? sevgili, seviyor mu seni ben gibi? ardına bakıyor mu her gidişinde? söyler misin sevgili, söyler misin? söyleyebilir misin?.. ben en ağır yeminleri etmişken içimdeki beni sen etmişken. nereye gidiyorsun, nereye ? yaralı bir güvercin penceremde savurduğun aşkın kırıntılarını yemekte. tut ellerimden gidelim birlikte ölümün arka kapısından girelim ruhu çıkmayan bir ölümün, mutluluğunu yaşayalım... Hatip ÇİÇEK |