Mavi Gözlü Yarim
Şu an da Sarayburnu’nda olmak isterdim.
Ekmek arası balık yemek, denizin kokusunu içime çekmek, Boğaz’da bir dalga olmak isterdim. Dalgada köpük Köpükte beyaz Beyazda umut. Bazen hırçın, bazen durgun ama hiç tükenmeyen… Ve bakmak isterdim derinliklerine, mavi, yeşil, kırmızı… Yedi tepene seslenip Duymanı dilerdim sonra, Kalbimin sesini, boğaza olan aşkımın feryadını ve içimin diğer Fısıltılarını duyup dinlemeni… O güzel yamaçlarında bir taş olmak isterdim. Her daim seni izleyen, Seni seyreden, Sana şahit… Sana vurgun… Genç Osman meydanında bir çeşme olup, Tarihten günümüze akıp durmak isterdim. Beyazıt’ta bir çınar olmak, rüzgarın esintisi ile buram buram sevgi kokmak. Surların dibinde bir papatya olmak, Kapılar açıldığında sana ilk bakan Koşup boynuna ilk sarılan, tüm güzellikleri sende bulan Evet gözlerimi sende açmadım güzel dilber ama Sende kapatmak isterdim, serilerek toprağına… Şimdi Ne zaman o mavi koylarına baksam Yüreğimin ta derinliklerinde bir yerde hep seni anıyorum. Mavi gözlü yarim Yağmur yüklü bulutlarla göğsüne süzülüp Yine sana yağmayı, Ve ay ışığı sularla dans ederken, Rüzgarın beni benden alan o eşsiz ıslığı ile Güzelliğine hayran ve meftun bakmayı Değişmem hiçbir şeye… Elde olsa ömrümden verir zamanı durdururdum. Yine senin yanına dönmek için yeşil gözlü yarim. Ve bil ki o güzel mavi koylarına bakarken Yüreğimin ta derinliklerinde ben seni anıp senle doluyorum her daim Ve senin yanını hiçbir şeye değişmiyor yüreğim… |