SEFILcefakeş gönlünde hazan mevsimi ve celallenmiş yüzün katmerlemiş deriler altında kalmış küskün insanlığına cadoloz dünya batırıyor her gün tırnağını sen cilveli talihin elinde oyuncak olmuş cudalı adam minicik bir zerresin curcunalı bir dünyada kimseler duymaz bağırsan da… sesin yankı yapar içindeki kalyon kayalarda yaşarken çamurcun gibi köprü altlarında çakşırını bağladığın erkekliğinden utanırsın nerde görsen Nijeryalı bir fahişe çaputdan bir mantonun içince sakladığın insanlığın uyanır çarığının altında dirhem dirhem öğütülen erkekliğinin sesi çetrefil dilinle sövdüğün geçmişinde hangi şarışın yosma vardı !... kimi çağırırsın geceleri boynuna astığın çınğırakla yüreğine yerleştirdiğin çıra yanarken / çıyanlar dolaşır etrafında nedendir çarmıha asılan insanlığın söylesene ne zamandan kalma başında kanayan taç ! çilekeş damgasını basmışlar sol gögsüne… çitilesende kapkara çlingir sofrasında belkide tögbeler ediliyor adına günahkar bir kadının ağzında duasın şair sen sevgiline kumdan şatolar yaparken deniz renginde nergislerle taç örerken saçlarına dudaklarında asılı kalırkan sapık arzuların bir gün dilencinin naçiz naaşını bulacaklar köprü altında ve iki satır yazı ; Belki de gözyaşlarıyla dalgalanmış nafaka değildi derdim sadece sevdim...! Kamuran GÜNDÜZALP TORINO/ ITALYA |