***YASAK AĞACIN GÖLGESİNDE***
-1-
yasak ağacın gölgesinde oynuyor iken adam beyninin tasından dışarı sızmayan “neden” sorusuyla kemirilirken içi gözlerini alamıyordu yassak ağaçtan ve gözleri kapalı ve tüm teslimiyetiyle yatıyordu ağacın dibinde, kadın yasağın merak dolu kışkırtıcılığıyla olgunlaşmış meyvenin serpilmişliği ve çevresine yaydığı lavanta kokularının üzerinde bırakmış olduğu sermest edici etkisiyle hayret ve kendinden geçmişlikle izliyordu adam kadını sonra çarpılmışlıkla uzatıverdi ellerini olgunlaşmış meyveler ellerine düştü ve doldurmuştu ellerini meyveler gözleri dönmüştü adamın ağzına uzattı ısırarak tadıverdi meyvesinden yasak olan ağacın… tadı damağına vurmuştu İrem’in muhabbet kuşları sadaya dururken seraser okşadı tenlerini rüzgarlar teni adamın değdi tenine kadının ve bir titreme tuttu tüm vücutlarını titriyordu tüm İrem meyveleri dökülüyordu ağaçların titredikçe canları, yağıyordu gökyüzü ve kaynamaya başladı tandırları tüm yeryüzünün… açıldı gök kapılar boşaldı sular fışkırarak boşaldı kaynaklar sular durdu tufana, yeryüzünde gemi yüzüyordu helak eden suda yıkıldı helak oldu tüm İrem bir harabeydi ardında kalan geçti titreme kapattı kapılarını gökyüzü çekti tüm sularını yeryüzü ve gemi oturdu karaya yorgundu, kurumuştu ve Kerbelayı yaşıyordu bedenleri bir korku, bir pişmanlık sarmalamıştı yüreklerini bir ağacın kurumuş dalları gibi yığılıvermişlerdi yere savruldular rüzgarların savruluşuyla İrem’in doğusuna adam düşmüştü batısına kadın ve tattılar ayrılığın hüznünü ayrıldılar birbirlerinden düşmanca ayrıldılar |
galatasaray tarafından 6/12/2007 9:51:04 AM zamanında düzenlenmiştir.