BİR KIŞ RÜYASI
Derinden bir mey sesi,
Yüreğime işliyor… Yanık bir Erzurum türküsünün ezgisi, “Huma kuşu yükseklerden seslenir.” Bayburtlu Binali Selman olduğunu anlıyorum Ezgiyi seslendirenin… Sonra Bildik bir dağın doruğunu aşan, İnce bir yolda buluyorum kendimi… Zaman geriye işlemiş, Birinci dünya savaşı sonu! İnsanlar cephelerde ölmüş, Dağları hüzün bulutu tutmuş, Güneş solgun vuruyor yeryüzüne… Hemen iki kız çocuğu beliriyor yanımda, İkisi de kızıl uzun şaçlı, Saçları arkadan örülmüş, Biri daha küçük, Diğeri, On bir on iki yaşında… Kimsesiz kaldıkları için Dağlara sığınmışlar… Yürüyoruz dağ yolunda, Nereli olduklarını soruyorum, Türkmen lehçesiyle, “İranlı olduklarını” söylüyorlar… Yaşadığımız güne dönüyorum yeniden… İki küçük kızı anımsıyorum hüzünle! Kurtuluş savaşının bittiğini düşünürken, Yeniden iki küçük kız geliyor Gözlerimin önüne! Uzun kızıl saçlı, Kimsesiz… İki küçük kızın soyundan, Kimlerin gelip geçtiğini, Vatanları uğruna ölmüş olabileceklerini Hayal ediyorum… Soyundan olan kişilerin, Nerede yaşadıklarını düşünürken, Hüzünleniyorum… Uyandığımda, Yüreğimde derin bir sızı, Kulaklarımda, Mey sesinden “Huma kuşu” türküsünün ezgisi… Gözlerimin önünde, İki kız çocuğu, Kızıl saçları örgülü… Gözlerimden damla damla süzülen yaşlar, Uzun bir sürecin Hüznünü yazıyordu, Yüzümdeki çizgilere… Yaşanılanların, Asırlık öyküsüydü, Kısacık bir uykudaki düşte, Sabaha karşı gördüklerim… |
Uzun bir sürecin
Hüznünü yazıyordu,
Yüzümdeki çizgilere…
Yaşanılanların,
Asırlık öyküsüydü,
Kısacık bir uykudaki düşte,
Sabaha karşı gördüklerim…
Çok güzeldi değerli şairim, kutluyorum yazan şair yüreği, saygılarımla...