Ey!.. Gece...
ey gece...
ey gece,salını salını karanlığına düşen karları gördün mü? dirhem dirhem azalıyorsun beyazlar düştükçe üzerine. tılsımlı bakışlarını gizlemen hangi sebeptendir? ey gece, benim yüreğimi sisli bakışlarıyla titreten o sevgiliyi, uğruna benim olmayanlar hariç her şeyimi feda edebileceğim, o sevgiliyi, o, bakışları yıldırımları çağıranı gördün mü? beni ardına bakmadan gideni, sileni gördün mü? söyle bana ey gece, söyle... böyle olmalıydı diyor rüzgar. yağmur ve güneş. ben hangi şehirlere sığınabilirdim ki, aşkı, aşık olduğum, küllenmiş olmama rağmen, ateşi göremeyen sevgili, gözlerimin içine baka baka yalanlamışken ? hangi sevda kahramanını bulabilirdim ki? ey gece, sen söylesene, böyle olmamalıydı de. de ki, o sevgili senle olmalıydı, sen onla olmalıydın... ey gece, kar yine yağıyor mu üzerine ? yine siliyor mu seni, hiç acımadan örtüyor mu rengini? bırak örtsün be! bırak yağsın. nereye kadar yağacaksa. elbet bir gün eriyecek olan o değil mi ? yine geceye kalan karanlığın, karanlığa kalansa sen, sana kalansa senin rengin olmayacak mı? geceye, kalan karanlık, karanlığa. kalan gece, kara, kalan su...değil mi ? bana, kalan aşk, aşka, kalan ben, sevgiliye, kalan hiç, hiçe kalan sevgili... değil mi ? Hatip ÇİÇEK |
Hayatı candan kurgular
Satırda kalsada vurgular
Geldiği yerde mi?Durdular
Samimi dizeler kutluyorum.