Sen Uyuyordun
Sen uyuyordun
Ben sokak lambasının ışığında Sevdanın gümüş kanatlarını parlatıyordum Sen uyuyordun Biten günün karanlığında Ben aydınlıklara kahırları saklıyordum. Sonra Bitimsiz yağmurlarla ıslanıyordum birdenbire Gördüğüm her şimşekten sen yansıyordun Sen uyurken Ben masallarını dinliyordum İmkansızlığına saklanıyordum gizlice Ahh…keşke anlatabilseydim güneşe Dağların neden geçit vermediğini Rüzgârın hecelerimi neden bozduğunu İçimden baharı öperek koştuğumda Çıplak ayaklarımın hasretle Neden ağır ağır kanadığını Memeden kesilmiş bebe gibi Hıçkırıklarla sevdayı içime çekişimi Gün dönümlerine nedensiz dargınlığımı anlatabilseydim keşke Evet, sen uyuyordun Kirpiklerine düşen gökkuşağı ile birlikte Yeminimi renklerinle bozuyordum Sen uyuyordun Kırmızı dudaklı gecenin göğsünde Ben gözlerine ipekten papatyalar diziyordum Sonra Uçurtmanın kuyruğuna takılan bulut olup Yer değişiyordum gölgesi büyüyen güneşle Sadece Kuş seslerini duyuyordum cam kenarından Ala bir melodi gibi özenle saklıyordum perde arkasına Sen uyuyordun Bir avuç masum suçunla dizlerimde Ben ise hiç uyumadan yeni düşlerle kaderimizi örüyordum. |
Kırmızı dudaklı gecenin göğsünde
Ben gözlerine ipekten papatyalar diziyordum
Nefis bir siir yorum ise bir baska guzel ve etkiliciydi.
Yurek yangininda saganaklar dokulmus .Ictenlikle kutluyorum.
Yureginize gam degmesin.Selamlarimla