MAHKEME-İ KÜBRA
Unutmak mı kolay unutulmazı sevince ?
Yoksa kavuşamamak mı zor araya mesafe girince? Sevgiye seninle inanmıştım ben imkansızım olduğunu bile bile Belki beni ayakta tutan sebebti bu korkardım dile getirmeye Belki bu yüzden sarmıştı sönmeyen ateşler dört bir yanımı Belki bu acı dindiririrdi tufan misali gözyaşımı Belki bu acı alevlendirirdi Mecnun emsali aşkımı Ama ne Nuh Tufanı söndürmeye yeterdi içimdeki kıvılcımı Ne de İbrahim Ateşi korkuturdu bu aşka olan inancımı Teslim olmak mı kolay tırpanlı bekçiye bir başına? Yoksa uzanmak mı zor sereserpe musalla taşına? Zarar vermek istermiydim sence, böyle severken sana? Söyle verirmiydim iki dünya bir olsa da ? Yüreğim saçının bir telini inciteceğini anlasa Söyle karşı gelirmiydi silah dayadığımda başına? Biliyorum ki en fazla on sene sonra kalbim tekrar aralanacak Ama ardına kadar aralansa da hiçbiri senin gibi olmayacak "On sene azmı ?" diyeceksin belki, sakın fazla sanma ! Unutmak için belki az, unutulmak içinse yeterince fazla Belki kapanmayacak artık gönlüme hunharca attığın çizik Öyle bir çizik ki hem derin hem incecik Dayanacak gücüm kalmadı; yaşatsın beni bir nefeslik Mahkeme-i Kübra’ya mesafem azdan biraz fazla, fazladan biraz eksik "Ne zaman yaklaştın ki? " diye soracak olursan kızıl gelincik Senin yüzünden onsekiz senelik ömrü onsekiz dakikada tükettik ! |