11
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1439
Okunma
Hasreti yudum yudum içerken bardağından
Eğreti tutan elden yere dökülen benim
İki kaşın arası çıktığım ar dağından
Bir çift kara göz ile dara çekilen benim
Esmer geceye inat kandillerini yakan
Zifiri karanlıkta yokuş yukarı akan
Yılları ters yüz edip zamana çelme takan
Sahraya yağmur gülü diye ekilen benim
Kızıl dudaklı yıldız düşer iken kaşına
Gökyüzünü güneşsiz sevdayı tek başına
Denizi muhtaç bilip bir damla göz yaşına
Buluttan telaş ile yere çakılan benim
Gıyabına verilmiş bir davayı yürüten
Gözlerdir bildiğin o tüm tezleri çürüten
Uğrun uğrun yandıkça varlığını eriten
Kutsanan nurlu ışık diye yakılan benim
Defnedilmiş aşk diye kabrine giden yoksa
Aşkı ihbar eyleyen suçluyu güden yoksa
Bu kaçıncı davettir icabet eden yoksa
Yüreği rehin kalmış kalbi sökülen benim
Kokunu avucumda saklayıp gizli gizli
Bölünmüş uykularım öksüz düşlere sözlü
Sevdayı kuşanırken mısralar mavi gözlü
Mızraba hasret asıp tele takılan benim
5.0
100% (1)