40
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2241
Okunma
Yıllar sonra
Sana geldim sevgilim
Eskidan gezdiğimiz sahil yoluna çıktım…
Deniz kabarık ve koyuydu nedense
Ve hışımla bırakıyordu dalgalarını...
Sanki anlatmak istiyordu
Cözemediğim sır gibi nedeni…
Sonra o çınar ağacı varya
Üzerine ismini kalpler içinde kazıdiğim…
Ne kadarda yıpranmış...!
Üzerine adımızdan başka…
Nice sevdalar kazınmış…
Belki de o aşkların bitimindan
Böyle yıpranmış vede kurumuş…
Kaldırım taşlarını dahi ezberlediğim
Sokağınıza girdim...
Ürkek vede mağrur…
Sanki köseden sen çıkacaktın…
Sanki…
Sanki…
Ne kadarda aldanmışım…
Evinizin yerinde yeller esiyor
Bir tek tikenli gül ağacı kalmış…
Ama o canlı renginden uzak
Besbelli sulayacak bir yar arıyor...
Ve şehre dalıyorum bulur umuduyla…
Yorgun düsmüş bedenim derman dileniyor…
Bir cami avlusunda dinlenmek istiyorum…
Sanki kökün bu şehre sinmiş…
Yaklaştığımı biliyorum…
Anlatmak istiyorum geçkalmışlığımı…
Mezar taşlarına ilişiyor gözüm
Okumak için birşeyler çekiyor beni…
Ve…
„Artık sabrı kalmadı yalancı dünyaya!
Bahti kara yatıyor bu mezarda…
Son dileği ,
Sevmenin suç olmadığı bir dünya
Ve beklemenin
Böyle ölüm olmadığı…
Eğer sevdiğim dönerse bir gün
O kurumuş gülleri
Canlandırsın istiyorum
Ve de üzülmesin…
Yanlızca ömrüm yetmedi
Kavuşmamızı diliyorum…
Ve onu çok ama çok SEVİ…“
Gözlerimi aralıyorum…
Etrafımda insanlar telaşlı…
Dönük bir bakış var gözlerimde…
Düsüncelerim ,
Geç kalmışlığın ezikliğinde…
Varlığımla yok oluşu yaşıyorum…
Ama ...
Anlatamıyorum geçkalmışlığımı…
Anlatamıyorum…
yigitce2007
Metin Konak
5.0
100% (21)