Egeege nin kıyısındayım komşunun tam karşısında can datçaya verdi sırtını ayakları egede yıkanıyor sayfa sayfa emanetleri rakı sofralarında mırıldanıyor hayatın tarifini yapmak ta biz ayyaşlara kalıyor üç gün önceki gazete masada örtü görevini siyaseten yaparken son zamların batan milletin adam olmaz bir illetin sohbeti limon zeytinyağı bulaşık bu gazeteden egede akşam sofrasının ortak sesi hadi şerefe nidalarında yükselerek memleketin kurtuluş reçetesi bir ıslak peçeteye yazılarak tarihe geçiyor neler var aramızda gecenin bu saatinde devrilen şişelerden ilah olanlar birkaç kelle ile işi halledenler şeriattan korkup laikliğe sarılanlar el altından düşen faizlere sövenler ha birde nazımı ananlar varki tek bir ağaç gibi hür şişeden sonra ayıkıncada bir orman gibi kardeşçe falan bu arada camiden gelip kadehe takılanda kendince sarıyor birşeyler memleket için bu ege farklı be kardeş suyundanmı ne sabah alayı liberal serbest ekonomist parayı bulmaktan başka fal bakmaz iki kadeh içince bu ege de koministen geçilmez Datça ya bir selam Can a bir de Moskova ya Nazım a buz gibi kadehler terlerken çupralar nar gibi ara sıcaklarla gitar eşliğinde devam egeliler siyaset bu laftan öte iki kadeh ve muhabbet size bir Deniz yeter gerisi hikaye lafa ne gerek |