Son divan...
Sıyrılırken aladağlardan dar zamanların kara günleri
tünerdi matem notalarıma dağ bülbülleri Nağmeler mitolojide su gözelerinde insafına kalırken saz düzenim ruhların En nadide besteyi yapardım düşlerken seni diz çökerdi senin şarkına asrın ejderleri.... Ramses’ler gizem üflerken ocaktaki son köze sedir uğultuları çığlıklarla ilham sunardı bize. Gece;yavaşça bittiğini sandığında genede tellere tasvirlerdim seni Olimpos karanlığında... Şahlanırken içimdeki Seyfizülyezenler o notalarki;her noktası bir ömür olduğun bilmezler. Sığarken Gordion düğümleri kafesine sazın sığmazdı Mahmut’un ulu defterine sızım. Çözemezdi hiç bir kul biliyordum acını İskender bileye dursun kılıcını. Gönlündeki köşkünü kıskanırken Veysel’in ya gel otur bendeki İsmail’lin tahtına yada;ağı olsun ab-ı kevserim.... Varış; varmamakmış aslında sana tanrı ateşler koyarmış etna kuluna Ondandırki biz;yalnız çıkarız o son divana...... Kasım. |
Varış; varmamakmış aslında sana
tanrı ateşler koyarmış etna kuluna
Ondandırki biz;yalnız çıkarız
o son divana...... Kasım.
çok çok güzel bir şiir. Hele final mükemmeldi.
kutluyorum gönül ırmağınızdan akan mısraları.
sevgiler...