***Mûtekifin müjdesi 'El Hamra'Şiirin hikayesini görmek için tıklayın (güşe) dostumuzun, yorumda katkı yaptığı konu hakkındaki özet bilgisini ekliyorum.
Elimdeki bilgiler mimari açıdan yapımı, kullanılan malzemesi, geçirdiği safhalar, hangi dönemlerde kimler bakım yaptırdı, tarihi bilgileri, planlamadaki dehaları, sütun ve duvarlardaki işlemeler vs derken çok detaylı, sayfalar dolusu bir bilgiydi. Özetlemesini ancak şiirle yapmıştım. Yorumda yazılan bu kısa özet bilgi gayet yeterli ve güzel. Çok güzel özetleme yapmış, emek vermiş. Kendisine tekrar teşekkür ederek ekliyorum. ***************** El hamra...kızıl saray... Sabıka tepesi adı verilen bölgeye kurulmuştur..Sabıka herşeyin başlangıcı anlamına geliyor malumunuz... işte El Hamra’nın bu tepeye kurulması herşeyin başlangıcı kabul edildiğinden bu tepeye Sabıka tepesi deniyor... Unesco dünyada birsürü eseri koruma altına almaya layık gördü.. son dönem internetten yapılan oylamalarla biliyorsunuz Ayasofya’da koruma altına alınacak değerde bulunmadı.. işte El hamra’da böyle... korumaya ihtiyaç duyulmayanlar listesinde...enteresan.... ebu Abdullah veda ederken o karlı dağların tepesinde geri dönüp baktığından gözlerinden süzülen yaşlara engel olamamıştı... o tepeler şimdi gözyaşı tepeleri diye yâd edilmekte... Ah endülüs.. sadece bir tepe değil... her karışında bin gözyaşı... Hüzün.... hep hüzün... El Hamra oldukça mütevazi görünen bir saray...bahçeleri büyülüyor...iç içe geçmiş labirent biçimindeki cennetül arif (heneralife) bahçelerinden sonra sarayın esas kısmına öyle bir usulca girişiniz var ki... yormadan,hırpalamadan alıverir sizi kalbine doğru... duvarları bırakın yerlerdeki işçilik.. onlar için bile ayrı bir kitap hazırlanabilir doğrusu... Aslında tüm bu işçiliğin ve sabrın ötesinde orda bambaşka duygular hissediyorsunuz... kemerli kapılardan geçiyorsunuz...kapıların üzerinde yazılar manidar... ’’Burası, 749 [M.S.1348] yılında inşa edildi. Allah yaptıranlara dayanma gücü versin ve bu eserin yapımını, hayırlı ve ölümsüz fiillerin (sadaka-i cariye) arasına katsın.”’ diyor mesela giriş kapısının üzerinde.. yazı muhteşem bir sülüs istif örneği... taşlara oyularak yazılmış...hani Bursa’daki 8 köşeli camii vardı ya..oradaki işçiliğin misli misli güzeli... aradaki geçiş kapıları üzerinde ise nasihatvâri sözler yazıyor okuyabildiğim kadarıyla... ’“İlgisiz kalanlardan olma.”’ bunlardan birtanesiydi meselâ... Tuğlalar arasında ise; “Allah’tan başka galip yoktur” yazıyor...yazıyor ama bir defa değil..bin defa değil.. binlerce defa... ’’Lâ galibe illallah’’ sanki biliyorlardı.. gelip sonra da ordan göçeceklerini.... biz gelir geçeriz ama tek Galip,tek Fatih Allahtır diye zikrederek gittiler... odaların açıldığı meydanda ki güneydoğu evlerindeki hayat kısmına denk mekanlar buralar,mutlaka bir havuz, şıkırdayan bir su görüyorsunuz.. suların olukları var ancak... havuzun altından ince bir su yolu... akıyor durmaksızın... hayatın durmadığını, akıp gittiğini..tutamadığımızı haykırıyor adeta... sonra bu güzellikler arasında bir kabirvâri odaya rastlıyorsunuz... islam medeniyetini kılıçtan geçiren hıristiyan zihniyeti reconquısta sonrası güzelim tarihi yok etme çabaları...onca cennet numunesi bahçe ortasında şarlken kendine kalacak bir oda yaptırmış ki.. hiç penceresi yok odanın... ne sarayın diğer bölümlerini görüyor ne bahçeleri... karanlık ve kasvetli bir oda sarayın kalbinde... Hüzün şehrinin Hüzün Sarayı... ’’Her sütunda gürlüyor ’Lâ galibe illallah’
|