Azrailin Perspektifinden Türkiye Manzaraları
Azrail derler bana, yaparım ben bu işi
Elime düşecektir bir gün her fani kişi Toptan parakende siparişler alırım Yetişemem her zaman zor durumda kalırım Tam mesai yaparım bilhassa kış gelince Soğuklar bedenleri kurşun gibi delince Sobadan çıkan gazlar benim emir erimdir Yoksulların mekanı kışın uğrak yerimdir İşim her zaman çoktur, aslında demem yaz kış Müşteriler yeter ki, versin bana sipariş Başta gelen müşterim, şaşmayın, cehalettir Cehaletin sonucu yoksulluk sefallettir Başlarına ne gelse, “Buna da şükür!” derler Her yalana kanarlar, gerçeğe sırt dönerler Yemek, giymek, barınmak, yaşamak insan gibi Özgür ve uygar olmak onlara haram sanki Benim yağlı müşterim bu nedenle cehalet Başta yoksulu vurur sel, savaş, doğal afet Cahillik, bilinçsizlik, çevreye duyarsızlık Her şeye “Kader!” demek, yılgınlık, umarsızlık Binlerce can alırım yollarda, otobanda Çıkıp da biri demez: “Elbet bir iş var bunda” Tutturmuş gidiyorlar: “Alkol ve aşırı hız...” Çıkıp kimse sormuyor: “İyi de neden hep biz?” "...Gelişmiş ülkelerde araçlar daha fazla Otoları sürerler şoförler daha hızla Buna rağmen kazalar çok azdır bize göre Demir yolları ile bezenmiştir her yöre Bizde araba çok yollar ise yetersiz Demiryolu tadımlık, sonunu düşünün siz..." O nedenle işim çok Türkiye’nin yolunda Gizlenirim aracın sağında ve solunda Kısaca bu gidişle çok çok işim olacak Ve sipariş defterim baştan sona dolacak Kafalar değişmezse görülüyor gelecek Kazanan ben olacam, kriz teğet geçecek |
tebrikler