Galiba Ölüyorum
Galiba Ölüyorum
İçimde bir sıkıntı var bu gece Anlamsız bir şekilde sokağa atıyorum kendimi. Issız, kimseler yok, başıboş köpeklerden başka. Viran olmuş bir evin köşesinde Büzülüp kalıyorum. Karanlıklar üstüme üstüme geliyor Kalp atışlarım tırmalıyor kulaklarımı İçimde fırtınalar kopuyor Beni duyan yok. Siz uzaklardaki yıldızlar Siz duyun feryatlarımı. Korkuyorum. İki tarafı keskin bir bıçak gibi Rüzgar, canımı acıtıyor. Parmaklarım benim değil sanki Bir elin bana değdiğini hatırlıyorum Her yanım lime lime parçalara ayrılıyor Görüyorum. Gökyüzüne saçılıyor birer birer Her yıldız bir parçamı almış, O da ne! Yıldızlar ben oluyorum. Kendimi seyrediyorum yükseklerden Kare kare gözümün önünden geçiyor yaşadıklarım. Ahmet Kaya türkü söylemekte “ölüm ne garip şey anne” dediğini duyuyorum sadece Vay ki ne vay! Kendi kendime kızıyor Hatta sövüyorum. Anlamını kaybediyor her şey Gölgemi dövüyorum. Bir sıcaklık duyuyorum tenimde Uzaklardan bir ışık yaklaşıyor, Yoksa ben mi ona koşuyorum. Dudaklarımda donup kalıyor tebessümüm. Gülüyorum. Bir an aydınlanıyor her yer Dertlerim, sıkıntılarım birer birer yok olmakta Her şeyimi kaybediyorum bu ıssız sokakta. Durun diyorum! Feryat ederek Sevdamı bana bırakın Diye haykırıyorum, duyan yok. Heyhat, sevda yoksa bu hayatta Yaşamanın anlamı da yok. Ölmenin neresi garip Ahmet diyorum usulca. Elveda demenin vakti sanırım. Elveda sevdiklerim,sevenlerim Elveda sevdalarım, sevdalılarım Dudaklarımda donup kalıyor tebessümüm Gülüyorum. Galiba ölüyorum. Ben artık ölüyorum. Çanakkale 11/01/2009 |