Dilindeki Ustura..
Dilindeki usturayı ne deli sevdim..
Sanki bir kutsal emanetti, Dilinin ucunda gölgeme akan kanım. İnandım kırmızının asaletine, Gözyaşı silinesi güllerin, Yüzüme gömdüm de dikenlerini, Ellerine değil; Adımlarına bağışladım efsunkâr iklimini.. Attığın her çizik kalbimde zümrüt.. Gövdesini kışlarımda öldüren ağaçlar, Köklerini yorgun hasretime yasladı. Yürüdüğün her yolda küskün güneşinle barışıp, Aforoz ettiğin sevdamın, Yüzündeki bulutlara aldırmadım. Kalbime attığın her çiziği, Zümrüt yeşilinin asaletinden sıyırmadan, Dilinin ucundaki usturayı, Ötüşlerini öptüğüm kuşlarının, Gâvuru olduğum başının üstündeki gök-yüzünün, Senin yüzünün asaletine bağışladım.. Bak şimdi elimde, Canımda, Gölgemde, Dilindeki usturayı aratan, Soluk benizli sarı bir yüz kaldı! Bu şiir yarasının izinde, Kırmızı asaletinde, Zümrüdi yeşilinde, En sarı haliyle, Yarım kaldı.! Mardin/Kızıltepe |
acı bile kutsallaştırılıyor değerli kılınıyor sevilince iz kalınca. yada izde bir şeyler korunmaya çalışıldıkça. tb.