Sensizlikten Ölüm Kadar Korkuyorum...
......
Hala arka sokaklar arasında sıkışıp kalıyorsun düşlerimde Ufuk çizgisi kadar incecik kalıyorsun Bakışlarımın kısığı kadar... Çok da derindir gözlerimden düşen bilirsin Kendimi bile boğacak kadar engin Aslında bilmedin hiç Bilemeyeceksinde... Ayak izlerini taşıyorum Ben hala o kısık gözlerimde Senden sonra tanıdığım her ten bir başka zehir terliyor Ve daha bir çok kez zehrin tadına bakacağım yeniden Her seferinde biraz daha çalıyorum ömrümden Biraz daha ölüyorum Biraz daha gömülüyorum diz boyu balçık günahlara Biliyorum!... Bile bile sürüklüyor beni bilinmezliklere sana olan öfkem Isındığım her nefeste seni üşüdüm Sığındığım tüm gözlerin limanında seni boğuldum Bütün ayrılıkların ardından senli hayalleri ateşe veriyorum Kandırır oldum kendimi bile senden sonra Tanıdığım her bedende hala seni aldatıyorum... Gidişine hasretler ekiyorsun Oysa hiç bu kadar acıyı hasat etmemiştim yokluğunda Ve seni Allah’a hiç bu kadar emanet etmemiştim çaresizce Çok hazırlıksızdım bilmezsin çok... Hiç bu kadar cinnetle boğuşmamıştım geceli gündüzlü Ben ilk kez sensiz kalıyorum böylesine Oysa; Oysa şah damarıma oturmuş dar ağacıydı sensizlik Nefes alıp verişime inat düğümleniyorken boğazımda Gözlerimin namlusuna merhamet sürüyorum Halbu ki ölümden korkmazdım hiç Şimdi gidiyorsun ya! Ben ölmekten de çok korkuyorum... En az karanlıktan kortuğum kadar Şimdi gidiyorsun ya! Ölümü varlığın kadar istiyorum Oysa Sensizlikten ölüm kadar korkuyorum... Ezgin KILIÇ |