HACER, SU ARIYOR İSMAİL'E
Aynada bir kuyu
Sessizliğe hüküm giymiş dudakların Belkıs bakışların Uçsuz bucaksız evrenin içinde Balık çırpınışların. Hacer, çölde su arıyor İsmail’e Gök kızıl Ayak topukların kadar yumuşak Basıyor Toprak kahverengi. Ebabil kuşları kadar hasretim rüzgârına Taş olup düşüyorsun suskun okyanusa Hani bakıyor mu sütunun arkasından Vahşi gibi uzaktan bakacağım sana. Perdelenecek yüzün ay dolunay vakti Hüzün yükselecek Veda Tepelerinden Ay hep utanacak Bir daha ikiye bölünmeyişinden. Hacer, çölde su arıyor İsmail’e Gök çatladı çatlayacak Bileklerin kadar sıkı tutunamıyorum hayata Kirpiklerinden düştü düşecek. Aklından geçenler kadar göstermediklerin var Suskunluğun kadar büyük haykırışın Gök kızıl, toprak yeşil Sende mavinin binlerce tonu var. Yılan, kıvraklığıyla mağara arkadaşını sokuyor Ağlıyor, sahrada ağaç Misafir olmak için devenin önünde çöktüğü Çadır ağlıyor. Hacer, çölde su arıyor İsmail’e Çatlamış toprak kadar hasretim bir sözüne Çatı çatırdıyor, kırılacak kırk yerinden Ne olur, çaldığımda kapını aç. Yüz çevirme Cennetten kovulan sadece Havva m? Adem ve bütün âlem kadar O da sevgiye muhtaç. Kötülüğün kadri doğruyu bilmekle çıkar Nehirleri görmedin mi dönerek akar. Gün geceye gece güne bakar. Çıka gel de fakire sofranı aç. Hacer, çölde su arıyor İsmail’e Savrulup uçuyor zaman, yeryüzüne Dön desen de gelmez dile Çıka gel de Toprak yağmur görsün. M.S./2010 KAHRAMANMARAŞ |
Ağlıyor, sahrada ağaç
...........
BU TİNETTE OLANDAN MI SU BEKLİYOR HACER İSMAİLİNE...
ACIRIM HALLERİNE...
BENCE HİKMETTE RABBİMDE SUDA...
HÜNER DOĞRU KİŞİDEN İSTEMEKTE...
SELAM VE SAYGILAR
MERYEM ZEMEROT