Sensizliğin
Kalemim eğiktir, aşka küskün sayfalara.
Hüzne çalar mürekkebi, boynu büküktür. Ama, Sensizliğin neye tekabül ettiğini, Yazabilir sayfalarca. Hiçliğimin rezilliğini, Yokluğunun kokuşmuşluğunu, Ve... Yalnız gecelerin ıssızlığını. Ama, Hiç kimse vuslatı sormasın bana bilmiyorum. Hele ki sana kavuşmayı hiç anlatamam. Bilmiyorum. Bana bir kurşun atımı yakından bakmayan, İki çift gözün heybetine sokulmuş, Lülesi dokunmuş, dudaklarının kıvrımlarını bilmiyorum. Kırmızı güller mi tutunmuş? Yoksa küle gizlenmiş kor mu var ? Bilmiyorum. O kıvrımlarını tarif edemediğim dudakların, Dudaklarıma değdiğinde, cemremi düşer bedenime. Yüreğimin bam teline mızrabın değerde, Titrer mi yüreğim , Bilmiyorum. Nasıl bir yoldayım onu da bilmiyorum. Dolu yemiş bir yaprak gibi,nasıl titrer bir yürek ? Tomurcuklar nasıl , güle döner sıcaklığında bilmiyorum. Sana hiç dokunmadığım için bilmiyorum. Kısacası hasretim; Hiç kavuşmadım sana, Yabancıyım kavuşmalara da. Ama, Sensizliğin ne demek olduğunu, Anlatabilirim, Katransı gecelerde kayan yıldızlara. Tek tek sönen, sokağımdaki sokak lambalarına. Saksımdaki boynu bükük akasyama, Yokluğunu yazabilirim sayfalarca. Kahrolası ; Yalnızlığa katlanmayı, Hasretine dayanmayı öğrendim. Aşağılık hiçliğin, yokluğunu öğrendim nasılsa. Sen en iyisi yalnızca ve sadece! Kahpe sensizliği sor, Yok olup gitmeyi, Vuslatı beklemeyi sor bana. Bilmiyorum. Vuslatlara yabancıyım. Ama, Ustası oldum beklemenin, Sayfalarca şiir yazan, Şairi oldum , sensizliğin. Yok olup tükenmek pahasına. Yusuf Türkmen |