Ruhum sendelenirken dem!Ey sessizliğin oymağındaki çoban Ne var ki sinenin derinliğinde bırakmıyor seni hicran Dirliğinde geçmiyor solgun zaman, sevdanın yamaçlarında korkutan izan Hey duyulmayan sessiz melalim, kalbimde demlenen sancılı hüznüm neyleyim ben Yine günün hesabıyla seferdeyim Ne bahtın kalesinde nöbet tutan bir çileyim ne şevkim Tefekkür ikliminde urbasız bir dilenciyim, ihsanın arzını kanaatte bilirim İhlâsın pervazlarında nefsimle ne kadar kepazeyim aklım irademe kefil değil bilirim Ah Kâhtalım, nağmelerde sancım Gönül yangınlığında yoksulluğun sofrasındayım ve açım Hangi nefesin muhabbetine muhtacım, hamiyetinin gölgesine ihtiyaçlıyım Susuz bırakılan kuyunun, karanlık ufuklarında merakın mertliğine şimdi davacıyım Ne Fırat’ın ve ne solgun umudun Ne hükmü olacak ey meraklım, şevk uzaksa azim yoksa Yüreğim sancıların burukluğunda hasretin meşkinde yalnızlık yaşayacaksa İşte o vakit uhdemde derlediğim ve haz içinde nefeslendiğim aşk kimin umudunda Ey semanın kulaçlarında adımlayan Kalbi mertliğinde ufuklara yelken açan vuslat kokan can İhsan et ne olur bir nebzede olsa o eşsiz şevkin kokularını ve uzanan umudu Nice gariban nefesler, sabrın esenliğinde yutkunduğu umutlar esin bekliyor senden Ah Erciyes yine hüznün manzarası Ali ve hasan dağlar söyler misiniz hangi geçmişin sancısı Ne kışın manası ve ne de gönlümü buğulayan acısı dinmiyor kalbimin ağrısı Durmayın söyleyin, inayetin hikmetinden bahsedin ve dirliğin sofrasında bir çileyim Halimi hasrediyorum şu mısralara Boş verin siz anlaşılamayan sefil gamsızlığıma ve ahıma Hikâye edilen kutlu zamana ve kişilikten azade olan kulluğuma, aşk olmasa Ömrün ve onun için tanzim edilen âlemin, kâinat içinde zikredilen şerefin manasına Hala bir saklambacın hevesindeyim İdraki ve fevkalade uzaklaşan irfanı ben nerden bilirim Zevklerimle refikim, varlığımla nefeslerin şevkine ulaşırım, ben neye aşığım Ah kalbim aşka çok yabancıyım, nefsin ihatasında adımlarım ve aklımı kime saklarım Mustafa CİLASUN |