GÜLÜM...
GÜLÜM…
Hiç doyamadım ben senin tatlı diline, Kollarımı dolayamazken ince beline, Bir parça toz olaydım zülfünün teline Tarayıp da beni yerlere attın mı gülüm… Seni çok sevsem de sen bilmiyorsun, Rüyalarım da bile bana gelmiyorsun, Belli ki de artık sen beni sevmiyorsun Kalbine bir başkasını kattın mı gülüm… Bilemezsin ben seni ne kadar özledim, Bir gün gelirsin diye yollarını gözledim, Sen benim yüreğimi ateşlerde közledin Cehennem ateşinde yaktın mı gülüm… Deli divane olmuşum döner dururum, Ayaklar altına çoktan alındı gururum, Bir gün nasılsa ben kendimi vururum Namluya bir kurşun sürdün mü gülüm… Yok derdimin dermanı bulunmaz çare, Yüzüm gülse de, yüreğim pare-pare, Yalvarıp yakarmak fayda etmiyor yâre Sen kararını çoktan verdin mi gülüm… Her sabah doğan güneş yeni bir umut, Yeter artık ağlatma gülüm elimden tut, Ya benim ol bir tanem ya da beni unut Sen hiç ölümüne sevdin mi gülüm… Sen benim sevdiğim, şarkım, şiirim olsan, Söylesem kendi kendime ezberim olsan, Yüce dağlar başında Kardelen’im olsan SAVCI sana doyamadan soldun mu gülüm… SAVCI |