ÇOK GÖRME EMİ...
ÇOK GÖRME EMİ...
Merhaba bitanem, ben geldim. Her zamanki gibi yine geç geldim. Bu son buluşmamız olacağı için Erken gelmek istedim ama elimde değildi. Ben sana son kez kavuşmak için acele ettikçe Ayaklarım, ayaklarım nedense hep, geri-geri gidiyordu... Sanki dizlerimin bağı çözülürcesine Her tarafım kül keşkek olmuş, hasta gibiydim... Eee, çok bekletmedim ya seni? Hani hatırlar mısın? Ben seni bu pınarda ilk gördüğüm an Dilim, tamamen birbirine dolaşıp Kendi ismimi bile söyleyememiştim ya Bu günde aynı duygularla buraya geldim Sensiz nasıl yaşayacağımı bile bilmiyorum… Ama ayrılma kararımızı beraberce almışken Yine bu pınarda ayrılalım istedim. Ne o, neden sustun bitanem? Sen, sen hiç böyle sessiz kalmazdın, Buluşunca bana sımsıkı sarılır, “Bırakma beni” diye kulağıma fısıldardın. Yoksa yoksa sen ağlıyor musun? Bak bu olmadı işte, öyle hemen su koyuvermek yok. Bugün, her zamankinden daha da dayanıklı olmalıyız. Hem, hem ilk defa severek ayrılan biz değiliz ki? Yapma bitanem, yapma ne olur, sen böyle yaparsan eğer Ben, ben zaten hiç hazır değilim bu ayrılığa, İşte o zaman, işte o zaman ben kahrolurum... Gel güzelim, her zaman ki gibi, Yan-yana, nefes-nefese, olalım, Nasıl olsa bu son buluşmamız Sevdamız kadar, ayrılımız da farklı olmalı... Al bakayım şu mendili, sil o gözlerini. Ben zaten, ben zaten zor tutuyorum kendimi, Bir de sen, yaralama n’olur... Bak bugün, pınar da yasta, kuşlar da suskun zaten, Bize aşk şarkıları bile söylemiyorlar, Menekşeler de sanki biraz solmuş mu ne? Demek ki; her şey seninle güzelmiş be bitanem.. Tut ellerimi, tut; hiç bırakma, sımsıkı sarıl bana, Nasıl olsa, bu son sarılışımız olacak birbirimize, Ama gözlerini gözlerime odaklama, n’olur, Hem, hem niye öyle suçluymuşum gibi bakıyorsun bana? Suçum; seni delicesine sevmekse eğer, Kabul ediyorum, suçluyum ben... Hayır, bitanem, hayır... Seni ağlatmak değildi benim niyetim… Bak, bülbülümüz geldi pınarımızın başına, Söyle ona, her zamanki gibi aşk şarkılarını mırıldansın, Senin gözlerinse, gözlerimde; Bu gün ayrılacakmış gibi değil, Hiç ayrılmayacakmışız gibi sarıl bana… Yüreğin, sanki duruverecekmiş gibi, çarpsın bitanem... N’olur, son kez bu pınarın başında, Beni çok sevdiğini haykır şu dağlara, Duysun, kurtlar-kuşlar sevdamızın büyüklüğünü… Susma ya, susma... Sen sustukça, ben kahroluyorum… Neyse, vakit geç oldu, baban yine seni arıyordur. Her zamanki gibi, “o çulsuza mı gittin” diye Sana bağırıp-çağırmasına dayanamam... Zaten, babanın o acı sözleri hala kulaklarımda, Garibanım diye, seni benden ayırdı işte en sonunda, Kalk bitanem, babanı fazla bekletme... Seni, seni doyasıya bir öpeyim, sen de beni öp Ve hiç arkana bakmadan uzaklaş buradan. Ben burada biraz daha kalayım, önden ben gidersem eğer; Gözyaşlarımı bulursun tozlu yollarda, Hani, hani “erkekler ağlamaz” deseler de Onlara, inanma sen... Yine, yine arada bir de olsa Pınarımızın başına gelip, Mor menekşelere kokunu bırak, Ben de, ben de onları, doyasıya koklayayım, Onlar güzelliğini ve kokusunu Senden aldılar nasıl olsa, Bunu da bana, bunu da bana ÇOK GÖRME EMİ... SAVCI |
Neyse, vakit geç oldu, baban yine seni arıyordur.
Her zamanki gibi, “o çulsuza mı gittin” diye
Sana bağırıp-çağırmasına dayanamam...
Zaten, babanın o acı sözleri hala kulaklarımda,
Garibanım diye, seni benden ayırdı işte en sonunda,
Kalk bitanem, babanı fazla bekletme...
Seni, seni doyasıya bir öpeyim, sen de beni öp
Ve hiç arkana bakmadan uzaklaş buradan.
Ben burada biraz daha kalayım, önden ben gidersem eğer;
Gözyaşlarımı bulursun tozlu yollarda,
Hani, hani “erkekler ağlamaz” deseler de
Onlara, inanma sen... Yine, yine arada bir de olsa
Pınarımızın başına gelip, Mor menekşelere kokunu bırak,
Ben de, ben de onları, doyasıya koklayayım,
Onlar güzelliğini ve kokusunu Senden aldılar nasıl olsa,
Bunu da bana, bunu da bana ÇOK GÖRME EMİ...
Nasıl bir sevdadır böylesine acıtır yüreği.kaleme akmış acılar.beğeniyle okudum arkadaşım.
Gönül sesin susmasın.saygılar selamlar.