güneşi bağlasamzaman; bir ölüm tarlasında adım atmak gibi, himalayanın tepesinde baharı beklemek gibi, ve çıkmaz sokakta taşları dövmek gibi... seni sevmek; ince kordonlu saatin akrebinde kovalamak zamanı, yelkovanı küstürmeden... küskün gülü- har gönlüm ateşi sogutur ibrahimi sevdalarda bir yalı capkını delişmen, delişir avuçlarımda... kırk kilitli taş kapının kırk kilitinde dökülür isyanlarım sana yazılı cumbalı odamın isli penceresinde sana dem olarak kağıda düştü, ebruli hislerim... bir garip buluşmalar yaşar gözlerim camın buğusunda, camlar el ele verir gözlerinde serencam eyler geceyi ve dökülür gece ak saçlarımdan elime... güneşi bağlasam durmaz, sana mülteci saatlerde, müebbeti yaşayan gönlümde... son selamınmış, saçlarına dolayarak gittiğin istanbul bir ince kanun sesi duyulur gecede hece hece söz olur dökülür dilimden, bilmem kaç ölüme gebe... saray kaçkını dilenci gönül, ne dilenirsin aşkı maşuğundan, değil mi ki aşk kaleme uçunu kırdıran... şimdi sana olan sevdamı, aşk dergahında yargılıyarak asıyorum sevdalı ve kurşunluyorum dökülen kötüye dair ne varsa üstünde bir ölü kadının soğuk cesedinden sesleniyorum sana, sıcak nefesimle yıkıyorum sana yazdığım tüm kelimeleri, paklıyorum sevdamızı bir ikindinin yalnızlığında toplayarak eteklerimi, aynalara ağlayarak gidiyorum.... selçuk bozdağ/2009 gaziantep/ çekmeceden dökülenler |
Değerli şiir dostu şairim.GÜNEŞİ BAĞLASAM Adını verdiğiniz güzel şiirinizi okudum.
Özlem,sevda,hasret,duygu,serzeniş,haykırış,sitem lerin harmanlandığı şiiri yazan yürek,gönül herdaim var olsun.
Şiir kişinin dışa yansıyan gönül aynası değilmidir.Şiir aynı zamanda deklaşörsüz fotoğraf çekmek değilmidir.Ve şiirin yedeği olmaz şiir sadece şiirdir değilmi efendim...İçten kutlarım...Ve muhabbetlerimle....