Talihi Rana, bahtı cennet olasıca dediğim…Satırlarınızda ; Bazen ; İstanbul benim canım; Vatanım da vatanım... İstanbul, İstanbul... Diyen Necip Fazıl’ı… Bazen ; Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım Mısralarıyla Nurullah Genç’i… Bazen ; Mona Roza, siyah güller, ak güller Geyve’nin gülleri ve beyaz yatak Kanadı kırık kuş merhamet ister Ah, senin yüzünden kana batacak Mona Roza siyah güller ak güller şiirinin sahibi Sezai Karakoç’u… Bazense ; O’na dair satırlara istinaden yorum yapamadığım, divan edebiyatının idolü olarak gördüğüm İskender Pala’yı buluyorum, görüyorum.. Nur alası, nur olası, nur olup bu alemden çıkası… Gözü, gönlü nurlanası… Kaleme kuvvet, yüreğe sağlık, cedde rahmet... Vakt-i Cuma… Duaların makbul olduğu vakitte, dualarınızda yer almak duasıyla... Cevaben yazdığım: Zarafetinizle bu bedbin ve zavallı nefesi meftun eylediniz. Ruhumun seyrinde, umutlarla şakıyan bir meşale misali yücesiniz. Bilesiniz.. Edebin yudumlandığı, edebiyatın sazendeleri üstatlarla anılmak Ne diyeyim ki yüreğinizin asudeliğine karşı nasıl mümkündür duyarsız kalmak Fazlasıyla hak ediyorsunuz, niyazlar için şimdi müsterih olunuz Fakir sefilliğimden sudur edecek dileklerimle, umudunuza gark olasınız Emanet sayfama fevkalade renk kattınız takdirler sizin hakkınız Bu anlamda kalbinizi, ruhunuzu sahibine emanet ediyor ve selamlıyorum... Mustafa CİLASUN |
muhabbetle