VE HEP ACILARLA UYUR AŞKAşkları ateşe verir Hain pusularda yatan kırmızı arzuların kalleşliği Bir günaha soyunmuş gül yüzlü sahtelikler Bir sigara içimi sevişmelerde üflenir beyazlara Kuruturlar avuçlarında bir zamanlar bahara uçan kelebekleri Bahar ışıklı bebekler çiğ düşmüş yapraklarda titrerken Yağmurları biriktirmeye çalışırlar minicik avuçlarında Gamzeli kadınlar hala sevdaya ak ağıtlar yakarlar bilemeden Göçlerde susuz bırakılmış nilüferler Alev buğulu bir fırtınada çoktan donmuştur oysa Ateşlerde yanmaz ki şeytanlar Hep dudaklarından bir ayrılık koru düşer sadece Gülleri kurutulmuş zamanların büyülü iniltilerinde Dört mevsim kışlarda ölür rengarenk çiçekler Ve hep acılarla uyur aşk. Kanarken bir hasretin derin pusulu çukurlarında Bir ezberdir artık leylim ley gecelerin yalancı vurgunları Parmak uçlarında titrerken aşk bir zamanlar delice Korkak solukları kesilir aniden uzaklardan Tetiği çekilmiş bir ihanet hiç bilmez önce kendini vurur. Her şey susar dökülen yalanlar kalır yarımların inadına En güzel aşk hep zor olandır da Aşk kadar kolay harcanacak başka şeyde yoktur dünya da Tıpkı bozuk para gibi Sadece sesi vardır ama ya değeri? Kırk gün kırk gece bir düğün yapar aldatanlar Ya kırk birinci gece? Dokunur bir melek nabızlarına seninde Başlar o an içinde ki en gizlilerin şahidi haykırmaya Son kez saklanan bulutlarda ki kan damlalarını görür aşk. Bir eşkıya şehir yıkılır üstüne bir cinayetin yarası tam karşında kanar. Bir sinsi sessizlik haykırır artık Akdeniz rüzgarlı çiçekli sokaklarda Bir ucube yıldız kayar uzaklarda Hikayesi sol yanda saklı işte bak tam şurada Gerçeğini gözyaşlarımla yıkadığın umutları çalınmış bu ayrılıkta... |