DÜŞE YATAN GERÇEĞİMBaşı yüksek olanın, uzun vurur gölgesi, Dağlar yürüsün de gör, her biri at yelesi. Aldırma kışa-kara, ger göğsünü rüzgara, Görmeliydin sonunu, düşerken sevdalara... Kutsanacak şeylere, ödenirken bir diyet, Önce yüreğine al, sonra dönüp kıyam et. İkileme gönlünü, henüz yolun başıdır, Sevdamızın azığı, acı ve gözyaşıdır. Önce gezinmen gerek, dalgalı gözlerimde, Sonra yıkanmalısın, sarı denizlerim de. Yakmalı gemileri, bilmelisin son gidiş; Sonra yola düşmeli, tırmanmalı, dişe diş! Geçmeli engelleri, takılmadan ağlara, Yedi dilde söyleşip, savurmalı dağlara... Son dağın zirvesinde, bekliyor olacağım, Eylemez kimse beni, sana açık kucağım... Sonra kuru meşeler, taşırız kucak kucak, Kurarız en zirveye, sönmeyecek bir ocak. Ay’ın ağzı açıkken, güneş öpüp geçecek, Sonra kucağımıza, yıdızlar dökülecek... Artık anlamı kalmaz, ne yağmurun, ne karın, Kamaşacak gözleri, uzaktan bakanların. Eğer uyandırmasan, neden sana gülecek? Bir düşün kucağında, uyur bildiğin gerçek. Gökler gözyaşı döker, utancından çatlar yer! Bir gerçeğe, bir ömür, feda etmezsen eğer. Değdi çektiklerime, seni buldum hediye, Feda ettim kendimi, uyuyan gerçek diye. İnan ölmeye değer, benim güzel bebeğim; Geç karşıma gerçeğim, alnından öpeceğim. Hayrettin YAZICI |
Dağlar yürüsün de gör,her biri at yelesi...
Aldırma kışa-kara,ger göğsünü rüzgara,
Görmeliydin sonunu,düşerken sevdalara!...
usta kaleminiz daim olsun.tebrikler....selam ve saygılarımla.