ALCATRAS'TAN KAÇIŞ
Onulmaz çığlıkların pençesindeydi Bekir
Sağında bir fosiptik çukuru Solundaydı Alcatras Ya boka düşerdi Bekir Ya kazardı kayaları Tek yardımcısı biraz uzun tırnaklarıydı Bekir’in... Ama neden olmasındı ki Değil miydi onun babası Dağı eritip de kurtulan Ergenekon’un ahtapot kollarından Gibi fetih edasıyla şehr-i Stanbul’u Bilevledi tırnaklarını demir parmaklıklarda Ağzında kimi zaman bir balıkçı türküsü Kimi zaman Allah’ın adını andı Başardı sonunda Bekir Kurtuldu Alcatras’tan... Zafer atalarınınki gibi onundu da... Sonra; Aldı oradaki balıkçılardan birinin kayığını "Kürekleri tutmanın şehveti avuçlarında" Rota çizdi kendine Alay ediyordu gerideki bok çukuruyla İyi bir komünist edasıyle Ağzının köşesindeki sigaranın külünü savurdu Asıldı küreklere var kuvvetiyle Haydi Ya Allah. (Alcatras dünyanın en eski ve kaçması en zor hapishanelerinden biridir. Hapishane geçmişinde yalnızca iki kişi kaçabilmiştir oradan. Şu an müze olarak kullanılmaktadır.) ("......" tırnak içindeki dize Orhan Veli’nin Hürriyete Doğru şiirinden alınmıştır) |