Nefesin tutkusu hicran!Henüz yolun başlangıcında karşımda Her umudumun arasında solgunluk yaşanırsa İnanmak mukallit kimliğin korkuluğuna sığınarak anlaşılırca Murada ermek, bahtın bağrında gül koklamak sanırım ufukların sayfasında Yalnızlık sadakatin ilk adımlarıysa Gölgem sığınak yoklayarak ruhumu kuşatınca Kalbim ahengini bırakıyor, gözlerim fersizleşiyor umut arıyor Sevginiz mertliğinde muhabbeti sorguluyor ve insan açmazlarında yoruluyor Zorluğun adımları nefsimde hecedir Feragat la aşka uzanmak ruhumda bilmecedir Sevdanın rüknünde kulluğumu anlamak ne meşakkatli edeptir Mahzunluğum halimde derttir ve sessizliğimdeki nefesim kimlere hamiyettir Gittiğim sancılar muştular sunuyor İkamet ettiğim hicranlar ruhumda ağabeyleşiyor Zaman kadrinde umutlara geçit veriyor ve kalbimle yüzleşiyor İşte o vakit an ve her geçen bu zaman vuslat ikliminde filizlenerek yüceliyor Şecerem kulluğumda ne katacak Varlık iklimi insanlaşmada erdemle manalaşacak Fazilet erbapları nefesi acizleşenlerle buluşarak ne anlatacak Unutulan ve ihmal edilenler davaya koşacak ve hakikat kullukta buluşacak Ne kadar serbest olsam ne çıkar Gönül sayfam hicranla arkamdan bakarak ağlar Kalbim sahibinin sevdasında olmayınca ruhum sancılar yaşar Aşk o vakit halime acımadan bakar ve kalbi fakirliğim karşımda bel bağlar Vakit anlatmak için aranıyor Merak insan kimliğinde sermayesiz bulunuyor Tebessüm ikram etmek insan için ne kadar meşakkatli geliyor Marazlar hali kuşatıyor ve bağnazlık başını alarak dalgalarla anlamlaşıyor Şayet yazmasaydım çatlardım Hiç açılmayan çeyiz sandığı misali korkardım Yıllara sâri suskunluğumu bilmem ne yapar kime anlatırdım Adı üzerindeki dost meclislerinden ve maslahatlı tara nelerden ne anlardım Fikirlerim ne kadar kaviyse Düşüncelerimde ne kadar abes olsa da dinlemeye Tahammül sanatı sabırla anlamlaşmayınca evet, bağnazım Lakin ne nazım ve ne de işvelerimle davacıyım, ben sadece edep noksanıyım Gel artık şevk hala nerdesin Kimin deminde esen bir yel misali sürur içindesin Kalbimde bir hecesin ve ruhumda anlamlaşan bilmecesin Aşkın ikliminde, sevdanın naifliğinde edebin güvencesi ve inancın kalesisin Mustafa CİLASUN |