1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1495
Okunma
Hatırlar mısın? Bir Pazar günüydü.
Rıhtım da serin yeller esiyordu.
Kızılca bir güneş…
Titrek, bir o kadarda
ürkek bir gölge yaklaşıyordu sana.
Bir haller olmuştu o gün.
Eller titrek, gözler masum, kalpler tempolu…
Gözlerin ışıl ışıldı.
Kesin gelmem yarın demiştin,
Ama gelmiştin, aşk yarını yarınları yenmişti.
Bilmezdin bir gülüşünün benim için değerini,
Bir bakışının değiştirdiği âlemi…
Bilmezdin içimdeki yerini.
Oysa şimdi gidiyorsun.
Ardına iki göz bir yürek meylediyorsun.
Biliyorum sevmiyorsun artık,
Ama dur, gidemezsin.
Beni böyle şekilsiz böyle lüzumsuz koyamazsın.
Yine arkadaş bil beni,
Dostum de, arkadaşım de,
Hatta kardeşim de bana bundan sonra.
Ama böyle çekip gitme.
Hani yürürdük ya sahili,
Otururduk ya ıslak kumlara sabahtan akşama.
Dalgalanırdı saçların rüzgârda.
Sen bilmezsin ama gülüm,
Ben o rüzgârları bile kıskanırdım.
Dokunsun istemezdim sana hiçbir varlık.
Yağmurlar yağardı üstümüze geceden.
Islanırdık, akardı yağmur teninden.
Bir ezgi gibi çınlatırdı kulağımızı yağmur sesi.
Şimşekler çağırırdı bizi gümleyerek,
Sen korkardın, bana sarılırdın.
İçimde bir yerlerde,
bir şeyler kopardı, sen duymazdın
Yağmurda sana şemsiyemi verirdim.
Evet, ıslanırdım görünüşte.
Ama içimde bir sıcaklık, bir sarhoşluk
bir tarifsizlik…
Şemsiyemi yağmurlar sana dokunmasın diye,
Ceketimi havalar seni sarmasın diye verdiğimi,
Seni tüm yaratılanlardan,
Kendimden bile kıskandığımı biliyor muydun?
Bilme şimdi de bunları!
Bırak dönedursun dünya.
Kader kıymet bilme şimdi de.
Ama ne olur gitme!!!
Hasretin ölümdür gülüm, gidemezsin!
Beni böyle şekilsiz, böyle lüzumsuz koyamazsın.
kabılcevz şairi
28–11–2009 01.38 Sason