İnziva-i Mesken
İstanbul konuşur memleket susar
Akşam olunca Ben ve tüm martılar İnzivayı kendimize mesken belleriz Dilimizde orta çağdan bir türkü Ve tek ortak noktamız bu orta çağ türküsüdür Akşamın habercisi bir duble rakıdır birazda Hani saçaklara güneş düştüğü vakit Herkes çekilir inziva-i meskene Derler; “vakit tamam, akşam diyordun işte oldu akşam” Abbas olmasa da fark etmez Küfür denilen dile burada yakışır Memleket kurtuluş savaşları verir Biri gider biri gelir, masalar susar Sandalyeler gıcırdar Aklıma Farid Farjad gelir Kadehler ağabeyimize kalkar Akşam olunca bardaklar ayaklanır Keman konuşur Ben ve tüm martılar İnzivayı kendimize mesken belleriz İnziva-i mesken sahibi Farid ağabeye kıl kapar Der ki; “içmeden sarhoş oluyorsunuz” Dinlemeyiz sözünü keman konuşurken Laf aramızda Farjad ağabey feryat ederken Kadehler daha bir efkarla kalkar İnziva-i mesken küfrü bilemiştir Neyzen der ki; “küfür dilin cilası” Parlat Yusuf ağabey, yakışır aslanıma Konçerto nihayete ererken Derler ki; iyi geceler Hakikat rüzgârı eser Mum yalancıdır bilirsin Yatsıyla beraber söner… Keyfimin kahyası birazdan gelir Unutturma kahya Hayyam’ın mezarına şarap dökeceğiz sevabına… Osman Coşkun |