Garibin DuasıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın (Bir dost ki, dostluğunu Hz.Ebu Bekir sıddık gibi yaşamaya çalışan, dostunun bir sıkıntısı olduğunda ona sormadan sıkıntısını anlayıp gideren, o benden önce ölürse ben ne yaparım diye hüzünlenen bir dost`a, Aykut Karagülmez kardeşime yazılmış bir şiir)...
Karlı bir akşamdı,fırtına vardı boran vardı
Bu anlamsız dünyada hep boş yere yaşamıştı Anlamsız bir gecede,anlamsızca çekip gitmişti. Kimse anlamadı neden gittiğini, Bilmediler,düşünmek bile istemediler Bu kaçarcasına gidişini. Bir gün öldüğünü duydular,inanmadılar O,ölmeyi bile beceremez dediler Güldüler,alay ettiler. Ölmek yürek işidir,cesaret ister... O,su verilmiş çelikten yüreğiyle, O,ağlatan cesaretiyle ölmüştü. Kayan bir yıldız gibi,göçüp gitmişti alnının akıyla... Vefasız bir geceydi Ömrünü adadığı sevdaları Bir kurşun gibi saplanmıştı sol yanına. Son nefesini verirken tebessüm içinde oracıkta solmuştu... Soğuk çehresine rağmen sıcacık bakıyordu O buz gibi yürekleri bir anda yakıyordu Yüzündeki kırışıklık,bütün sırlarını saklıyordu... Haber salındı eşe dosta, Kimi yanına geldi,kimi de sahte yasta Bir can yoldaşı vardı,ömrünü adadığı Bir kardeşi vardı,garip diye çağırdığı. Garip mahzun,garip kederli Seyretti elemle, sedyede yatan kardeşini Bulut görmemiş kar gibi yatıyordu boylu boyunca Bir yıldız küme’si gibi, parlıyordu nur içinde Gözleri açıktı. Son kez görmek için garibi, sanki hep onu bekliyordu. Garip, sarıldı kardeşine, öylece kalakaldı Kapattı gözlerini derin bir uykuya daldı Uzanan eller bir gerçeğe şahit oldu Rabbim, son duasını da kabul etmişti Ve dostuna sadık kalmıştı garip... |
GÜZELDİ..