HİDİV KASRI
Hidiv kasrı
hikayelerini bilmediğim innsanlarını tanımadığım bir köşkün heybetli çağrısına koştum karşıda istinye sırtları bir sevgili bekler gibi boğaza nazır cilvelerine karıştı duygularım yüksekçe tavanına iç içe şehirler sığmış usta bir nakkaşın sevdası işlemeli tahtalar ve kimbilir hangi ihanetleri fısıldıyor. hamura dönüşen mermer, kah yükseliyor sütun sütun kah omuzunda bir osmanlı paşasının geçmişin rengini taşıyor inatçı ve çetin bir güzellik karşısındayım odalar...odalar kapı kapı sayısızlar. ve görmüş geçirmiş bir sarayı yaşamak kadar güzeldi görmek. ince bir hatıranın kollarında, uzaklaşıyor insan, bir başka dünyalara. ve bir devrin haşmeti, aklımı başımdan aldı hidiv kasrı... sayısız el ayak izleri küçük bir havuza akıyor bir su sesidir yankılanan yine kimbilir hangi ihanetlerin dertli akışıdır veya kimbilir hangi sevinçlerin coşkusudur... 10.07.2004 mustafa kaya / istanbul WWW.MUSTAFAKAYA.NET |