AH! ÇOCUKLUĞUM AH! GENÇLİĞİM
Geçen zamana ağlıyorum
Suretime baktıkça, Yalanın kurduğu O esrarengiz Hüzün kokan Hevesli bahçeden. Fırtınalar kopuyor Gülerken göğe fırlayan Bakışlarımın arasından. Ne zaman firar eylemiş Güzel günlerin avucundan Barındığım mazi, Bastıramadığım isyanlar mı vardı Hislerimde türeyen, Paralanmış fikirler mi kapanmış Ruhumdan habersiz Yüreğimin derinliğinde. İsraf ettiğim anların telafisi Aklarımda gizlenen Pişmanlığın belgesi olmuş sanki, Zaman hasadını kaldırmış Vuslatı bekliyor haykırışlarımda, Derin derin oyuklar açmış Yoğrulan kederli yüzümde. Yorgun saatlerimden dolayı Sürünmeye yüz tutmuş Ve müdafaasını kaybetmiş Kuru bir ağaçtan ibaretim şimdi, Kuvvetli olduğum günlerden Bana kalan Korku rıhtımları olmuş Ehemmiyetsiz gidişimin ardından. Budala saflığımda Öten yalnızlığım Zevkin avucunda Emzirirken bedenimi Günah çıkartıyordu Titreyen ellerimde Asaya dayanmış sallanan gövdem Ve takatsiz dizlerim. Kaç gece ve kaç sabahı uyutmuşum Derinliğimin açtığı varyantlarda, Susuzluğumu gidermek için Kurduğum hayali saplantılarda. Ah! Çocukluğum ah! Gençliğim, Semaya baktıkça Boşlukta gözlerini gezdiren aciz bir gölgeden Ben nasıl diriltebilirim Yeni bir sahte kimliği. Kaldırabilirmiyim ayağa Laşkalaşan vücudumdan Gerçeği emzirerek. Nevzat TAŞKIRAN 24-11-2009 |
Her yaşın kendine özgü güzleliği vardır ama biz yine de çocukluk ve gfençlik yıllarımızı bir defa daha yaşamak ama bu defa o yılları yavaş yavaş geçmek istiyoruz bunun imkansız olduğunu bile bile.
Dizeleriniz gençlik yıllarımıza götürdü bizi ve sorgulattırdı bize bizi.
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize