NE KİÇok şey mi ister gönül, ya güldür, ya laledir, Hayat ellerimiz de, titrek bir meş’aledir... Ya bir dağda yakılır, ya bir izbe çukurda, Ya bir gölde boğulur, yahut vurulur surda ! Lalezara giderken, düştüğün bir pusudur! Kim okur talihini, akıp giden bir sudur... Saçların dalga dalga, düşerken yardan yana, Dönersin her seferden, yüreğin yana yana... Hayat seni karşılar, bilmediğin kaç dille, Kalırsın bir başına, elinde kör kandille. Sayıklarsın her gece, kendi ana dilinle, Bir defa sevdim dersin, vururlar sevgilinle! Her gün başka surette, gelir burnu hızmalı! Bazen anlatmak yetmez, alnına yazılmalı. Gönül bu, her çeşmeden, her gözeden su içer; Meş’alen elden düşer, ömürdür gelip geçer... Kendisi çekip gider, bırakır seni dünde, Hiçbir soruya cevap, bulamazsın gönlünde. Sarı denizlerine, çıkar zamansız sürgün, Hem gözüne, gönlüne, veda edersin bir gün! Gül dikmeye gidelim, bana versen elini, Madem ki, bulamadın, bur da istediğini. Kurban gitti ayaza, istediğin lalezar, Nasıl olsa bulunur, servilik de bir mezar! Kendi göbek taşımda, her gün yıkanıyorum; Nerde yanlış yaptım ben, hep ona yanıyorum... Elin de bir meş’ale, karanlığa uyanmak, Belki de yıkanmaktan, daha gerçekti yanmak! Suyla, ateş arası, bir yerde duruyorum, Özlem dediğin ne ki? İşte kuduruyorum.... Hayrettin YAZICI |
Her biri birer berceste olan güzel çalışma,
Duygu lirizmi,
Özgün üslup ve imgeler,
Selam,saygı ve dualarımla............