2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1891
Okunma
Rüzgarlı bir eylül sabahı
Savruluyor yapraklar benim gibi
Hayli donuk bir eylül sabahı
Düşünüyor şehir, benim gibi
Puslu bir son bahar yurdumda
Çakal sesleri kayboluyor günle bir
Bir sır anı hazan mevsimi yurdumda
Karanlığın örtüsü sıyrılıyor günle bir
Ayyıldız nazlanıyor mağrur mağrur
Hazan mevsimine inat, bir bahar edasında
Yurdum insanı neden böyle hep mağdur
Bu vatan toprağında, bu ezan sedasında
İnsan kendi kendine bir çok zulüm yapar ya
Bu mağdurluk bu çile olsa olsa bundandır
Şair ne diyor; “öz yurdunda garipsin, öz vatanında parya”
Böyle hayat Türk’e olsa olsa zindandır
Kalk ey Türk yürü, durmaksızın hep ileri
Tembellikle mağdurluk silinmiyor yırtılmıyor
Duymaz mısın Sana ötelerden sesleniyor birileri
Sen yorganın altındayken bu vatan kurtulmuyor
Soyun sopun, damarlarında dolaşan kan asil
Bu böyle gitmiyor dersen, at toprağı üstünden
Şöyle bir silkin, titre ve gel kendine velhasıl
Birkaç köpek öc alıyor atanın cansız büstünden...
Muhittin Dağhan
5.0
100% (2)