Avuçlarımdaki yalnızlığım
Kirli ellerdeki iki zardı hayatımız
kumar masalarında değerleri biçilen verilen sınırları aşamadan yaşamaya mahkûm mutluluğun tadına varamadan yüzümüzde sahte gülüşler, yüreğimizdeki sancıyı saklamaya uğraşan. Aslında hiç kirlenmemişti ellerimiz Sahte gülüşlere ömür heba etme derdindeydik Acıyı katık ederken üç öğün aşımıza sararmış takvim yapraklarının hüznü düşerdi ıssızlığımıza geceleri soğuk bir odanın tavanında buluşurdu yetim bakışmalarımız sen bana gün boyu yaptıklarını anlatır güler ben halimize ağlardım. Uzaklığın kadar yakındın belki de bana nefesini dudaklarımda hisseder, kalp atımlarında uyurdum uyanmama duasıyla. Her sabaha uyanışım idamlık bir suçlunun son gününe gözlerini açması dar ağacında sallanmasıydı sanki. Ve her gece başka bir infaz uyurdu koynumda Gün doğumuna sabahlardı Dilimde pas tutmuş İsyanlar. Bir şekilde avunurken yalan tesellilerle Hiçbir şey sızlatmazdı yüreğimi Avuçlarımdaki yalnızlığım kadar…. |
anladım
acılandım
............