BANA SOR
Eteklerimize ateş sokuldu
Boynumuza yağlı urgan takıldı Akıllar uykuda sanki çakıldı Hüzün ormanını gez de bana sor. Ne etsem ne yapsam sancılı yürek Kale kapısında oynuyor direk Ellerim çaresiz boynum bükerek Dilin feryadını çözde bana sor. Güzler dolağını kuşanıp geldi Saklasam samanı çevremiz seldi Fetret davulları kulağı deldi Dertlerin resmini çiz de bana sor. Yapraklar dökülür güller kıyamda Ölümümü gördüm gün gün rüyamda Ovada meyvesiz kaldı payamda Tarihin resmini süz de bana sor. Türküler tükendi ağıtlar dilde Gözlerim gömülü atılan külde Göçebeler gibi kalırsam çölde Yolda kervanları diz de bana sor. Çoban Çeşmesiyim akmak isterim Başlara vuracak tokmak isterim İyiye güzele bakmak isterim Bahar özlemini güzde bana sor. |