Sızıntıboşlukları alınır zamanın ince acıları yol başlarında hançer yarasıdır aşk bulut gibi düşer yüreğe elini kolunu sallayarak gider sadece sızıntı gölgede kalan süzme bal misali kalbin geçirgenliği anlamazsın büyümedin sevgili çocuksu değil aşk sızılarım derin mevzudur tufan etkisi kuruyan gül değilim ayraç arası sadece militan senin yurdunda kendime eşkıya sığıntı kalbim yağmurlarında ıslandım durdum dinle kırık ezgilerimi kalabalıklarda kısılan sesim boğuluyorum sensiz limanlarda gölgelerinde çığlık izim kazınan her isim dilimde lal servetim transfer aşk liginde paçavra misali hedef tahtası ey aşk çık rüyalarımdan karabasan gecemin ecel meleği çıra gözlerimin kapağı indi gücüm kalmadı bitsin körebe direniş takatim tükendi serden uzatma acı veren bakışlarını kısık tut sesini bitsin avazın sızıntı saatler kaç ömür talan elinde kaç merhaba boğaza düğümlü oyunsuz çocukluğun körpe yılları aldığın parçaları topla yeniden kokun sinenleri hatıra bırak seni taşıyacak yıllar yorgun sinemde tenini getirecek rüzgar amber terinde 03.10.2009 aşk kaçıncı gezegen kuruttu ve kaç emeğin çocuksu gülüşlerini talan gücü yeten yetene ancak yüreğinde saflığını taşıyan ayakta dimdik... “çünkü çınarlar ayakta ölür” |
kırık ezgilerimi
kalabalıklarda kısılan sesim
boğuluyorum sensiz limanlarda
gölgelerinde çığlık izim
....
Bunu kaçırmışım dostum. Gecikmelide olsa çok güzel bir şiir okumanın hazzına vardım sayende.
Sevgilerimle.