Dün...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Dün...
Bir aşk geçiyordu gözlerimden şimdi tozlu topraklı yollar gibi açız; soframızda aşktan kırıntılar...
Dündü,
soframıza düşmüş ekmek kırıntıları gibi aç ve soluksuz abanmıştık üzerine aşkların... öylesine içten ölesiye içten işitilen... ve yangınlar büyüdü soframızda elle dokunulabilen ve bitmez denilen bir bereketti sanırdık öylesine bizi bitiren... gel gör; gel gör aşk beni neyledi diyenler erenler... ve suskular düştü payımıza bir dokunuşluk ahlar ve figanlar... yüzü leçekten arındırılmış anaların yavrularına ağıt gibi figan... işte dündü ya bugün? ısırılmış parmaklar var ellerimizde elleri yerine öylesine gurbet öylesine mazi ölesiye... uçurumlar döşenmiş gözleri düşmüş el gözüne bakma; kölen olayım , bana baktığın gibi baktıysam ellere sana baktığım gibi... kör olayım... |
saygılar.