" Anlayacaksın "
Say ki gözlerinin arasından bir feryat yükselecek
Unutulacaksın gün gelecek Elveda bile denmeyecek Kollarını açacaksın boş kalmış Bakacaksın semada bir kuş kanatlanmış Ağlayacaksın Umutlar köreldikten sonra yakılacak köprüler Ebem kuşağından kalma bu dertler Aşk inleyecek bu sefer,aldırmayacaksın Kör topal sarılacaksın korkak atacaksın adımı Bileceksin bu şehir onu gizler Her köşe başında nöbet bekler Ağlayacaksın Korkuların esareti olacak mültecilik Her firari kürkçü dükkanına geri döner Yaşamaya değer bulacaksın bu sefer Kaybetmeden kıymet zulüm görmüyor Olsun diyeceksin sarılacaksın varlığına Gözleri duvarda mıhlanmış zaten En çokta bu şehrin ona benzemesi dokunacak Zor olacak belki ama alışacaksın Pişmanlık gözlerini açıp kapatınca akşam olacak Zulmet varlığıma zulüm et aldırma indir şamarı Nasılsa alışık Osman aldırma ah etmez aman Kaçıncı deprem bu kaçıncı kaçış Ve aşkın bir kere yaşanacağını anlayacaksın Gün gelecek ellerimden çektiğin ellerin, ellerin olacak Sızlayacaksın korkacaksın en çokta arayacaksın… Kaybedildiği zaman dönülmüyor yaşananlara geri Bitti mi diyeceksin her akşam kendi kendine zulmedercesine Bitiremeyeceksin, anlayacaksın… Ve sonra şu son söz patlayacak tokat gibi Aşk dediğin laf-ı güzaftır… Anlayacaksın… Osman Coşkun |
beklenenin ardından çekilen sızı mı , gitmeden önce dokunabilme sanatı mı ?
ya giden öyle sıcak ve içten bir dokunuştan mahrum kalmanın bedelini anladığında geri dönüşün olmadığına hiç mi iç çekmeyecek !
ağır duygular bunlar kardeş..
çok taşıma derim sırtında