İsimsiz Duygular
Koparılmış bütün güllerin yaprakları
Her yaprakta bir hüzün,buğulu pencereler ardında Yıldızlar korkak parlıyor uzak seyir döşünde Görüş açıları enleme yaslıyor gizlerini Unut arta kalan sevileri,yenileri kaf dağının ardında Başka bir takvimin yaprak aralarında özleniyorsun Her kopan yaprak götürüyor seni sevgilerden Son öpüşten bu yana bir asır geçti lakin sıcaklığı Geçmeyince geçmiyor işte yaralar Merhemi olmayan yaraların başında geliyorsun Oysa sevda ve ondan ötesi neyse tam merkezinde Yaşanmış yada yaşanması planlanmış olanlar Yalan kadar uydurma bir elveda sol yanağımda Haziran ayının sıcaklığı yaklaşıyorken sinsice Kim bilir belki de yokluğunun hararetidir Bayır aşağı iniyor zaman ve kaşıntılı bir yara oluyor yitirilmişliğin Kaça alınıp satılıyor ve kaç dakikamızı alıyor aşklar arası seyahatler son serüven diye başlanmıştı oysa her aşka ve kaybedilmişti oyunlar gök yüzünden bir parça keder düşse başım yarılır susulup kandırılır düşünceler,bir sevdaya yasladık sırtımızı,yıkıldı… süslenen lafların ertesi günüdür terk edişler sen kandır kendini gittiğin yollar beni hatırlatır çok bildik bir yalnızlık bekliyor olsa da yine yokluğun en büyük sırdaşımdır kandırıldıkça geriye gidiyordu düşler,aşk kendini hissettiriyordu geçen günler geçecek günlerin acısını artırıyor ve ne sen kalıyordu nede ben… uzun olacak yine geceler ellerinin sıcaklığı yalandan bir merhametle dokunduğunda gözlerinin dokunuşuyla uyanıyorum…doğmayan gün hiç oluyor kayboluyorum… Osman Coşkun |