Dedikoduyine battı güneş içime düştü kızgın ateş.. yine ıslandım vitrinlere bakarken çöktü karanlık sustu şehir gürültü yaparken. kesildi yağmur şarkı sesleri geliyor plakçılardan melil ve mahur.. ışıklar sönüyor korkarak yürüyorum üşümüşüm yağmurdan öksürüyorum solgun ışıklı meyhanelerde bırakıp sefil şarkıları evime geliyorum mutsuzluk benden önce gelmiş yalnızlığımla beni konuşuyorlar biliyorum. C.Çalık (1974-Tekirdağ) |
Batan bir güneş ve içime düşen ateş; neden ki tüm bunlar? Elbette güneş batar kalır meydan geceye… Gece karanlık… Karanlık kuytularda saklanan yalnızlıkların ortalığa çıktığı zaman dilimi…
Yine… Yine ıslandım vitrinlere bakarken… Vitrinlerdeki mankenlere en az benim kadar yalnız olan… Sustu şehir son damla ışığını da alınca gün… Yorgunluk sardı dört bir yanı… Koşuşturmaca ve sonrası sessizlik…
Kesildi yağmur… Acaba neden? Bilinmez ama iyi oldu hani sessizliği bozan en azından ölü sessizliği bozan bir gürültü – melil ve mahur – bir ses ortalığa yayıldı…
Üşümüşüm yağmurdan… Öksürüyorum… Ama bu yağmurdan değil tam olarak bu yalnızlıktan kaynaklı bir üşüme… Eğer ki biri olsa idi yanı başımda sanmıyorum ki üşüyeyim…
Hoş bir yol hikâyesi bu noktada bizlere sunulan… Kör-dilsiz yollardan geçerek ve solgun ışıklı meyhanelerin sefil şarkılarını dinleyerek evime geliyorum… Meyhaneler neden solgun renkli ışıkları barındırırlar bünyelerinde… Elbette yalnızlık sahibi insanların yalnızlığına hüzün katmak için… İmgeleme oldukça güzel…
Ve şiirin müthiş finali:
“mutsuzluk benden önce gelmiş
yalnızlığımla beni konuşuyorlar
biliyorum.”
İşte ben size evime gelişimi anlatırken bir bir mutsuzluk benden önce gelmiş ve yalnızlığımda beni konuşuyorlar… Biliyorum… Bilmek bazen acıdır… Acıdır ve acıtır…
Duru bir anlatımla birlikte yalnızlığı oldukça başarılı bir şekilde dile getirdiğiniz şiirinizi tebrik ederim Sevgili Cemil Çalık…
Ve elbette arka fonu teşkil eden resmin şiire özümsetilmesi… Başarılı bir arka fon seçimi…