3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1266
Okunma
Çıplak ayaklarıyla dışarı attığım çocuksu korkularımı acıdım
Gözlerinin alabildiği her şeye küsmüşler sanki, çıt çıkarmıyorlar
Yağmuru çağıran kuş kalabalığına eşlik ediyor gibiyim
Her seferimde özlediğim annem, gelip sokuluyor dilime
Ve dilimin altında şekilsiz bir bataklık büyüyor, ucu simsiyah
Şamdanlıktan çıkardığım ateş görünmüyor bile içinde
Sabrımın uysal köşesine sinip bekliyorum annemi
Ama o zaten benim içimde!
Büyük hüzün bolluğuma özenerek kestiğim bileğim sızlıyor
Bilmeden ezdiğim onca karıncanın ahvalinden habersiz uyumak istiyorum
Çocuk kokulu derisinin üzerinde tıpkı güzelliği gibi sızlayan kıyafetli kadınlara hür
Dibi yanık ham hayallerimin hemen hemen hepsini rüyamda seyretmek istiyorum
Çaresizliğimin mabedinde öfkemi bırakıp gidecek yersiz uykum, biliyorum
Son nefesinde bile dipsiz karanlığa mahkümken tek umudum
Sütünü itina ile hazırlayıp emzirecek ölüm!
Evet, bunu da biliyorum!
Irzı kırık bir fahişenin özlemeden unuttuğu başlıca değerlerimizin kıyım safhasında uyuduk
Ve onunla uzun uzun muhavereler kurup yanı başımızda uyuyan bebeğimizi uyandırdık
Ağlamaktan sesi kütleşti bebeğimizin ama yine de dağılan uyku yorgunluğumuzun içine gömdük
Gündönümü bayramımızda odamızın sessizliğine devrilen tuğlaların üzerine yatırdık
Artık hiç uyumayacak!
Babaya söz verdi..
berFarJeyn
5.0
100% (1)