Ağla Ülkem Şimdi Tam VaktidirŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Yüzlerce karede ölümsüzleşen kahramanlık destanlarına bakarak gelinen bir süreci izlemektir belki de gerçek. Sağımızdaki solumuzdaki anlamsız açılımlara anlam arayarak kafa yormaktır bilinmez bir çelişkiye. Umutsuz hamlelerin darağaçlarında sallanan isimsizlere mutlu bir tebessüm, toprak altında yatan binlerce gencimize bir diz çöküştür af dilemek niyetine. Yorum yetersiz kalsa da, her insanın ruhundaki süzgeç bir başka süzer hayatı…
İzlemek olan biteni sessizce ve şiirce…
Acıların sıkıştırılmış açılımlarından kan içiyor yarasalar,
unutuldu on binlerce kaybedilmiş canlar Cesur adımlarla iniyorlar dağlardan düze, aslını inkârda tetikten nasırlaşan parmaklar Parmaklıklar arkasından yönetiliyor ülke’m, Sam amcanın emriyle susturuldu silahlar Fukara ırk olduk bir çırpıda, ruhumuzun zümrüt ormanlarında dolaşıyor karıncalar. Kandil’i aştılar, Habur’u dolaştılar, bitti çileleri, zafer türküleriyle çiğnediler Deniz’leri İlmeklerden gözyaşı damlıyor şimdi, arsız vaatlerle kopardılar o çelikten öfkelerimizi Yaşantımız hüzzam şamata, ‘asılsız vaatlerle avutulduk halkım’ unuttuk biz tarihimizi Tarifsiz çaresizliklerin ülkesindeyiz, alavere dalaverelerle geçiştiriyoruz ah günlerimizi. Çığlıklarla bölsek geceleri, kıyımlarla kucaklasak gelenleri, ağarır mı söyleyin yüzümüz? ‘Ateş düştüğü yeri yaktı yıllarca’, ölüm yolunu çiçeklerle aştılar, olmadı bir tek sözümüz Karanfil bırakın Mehmet’lerin yıkık mezarlarına, sızlar oldu bir anda insan olan yönümüz Bir düşümüz daha vuruldu dostlar, sığ açılımların kızıl şafaklarında tükendi asil ömrümüz. Kürsülerde yıllardır sahte nida, umutlarımız vurulmuş yatıyor şimdi pusulasız dağlarımda Gölgesi yüreğimi yakmayacak bir yurttu düşlerimdeki, Ata’mın Nutku vardı kulaklarımda ‘Ağla ülkem vaktidir’, sisler içinden gemiler geliyor bakın, yangın büyümekte limanlarımda Mertliğin adı değişti heyhat, kahramanların kemikleri sızlıyor yetişin, çaresizlik mezarlarında. Selahattin Yetgin |
dostluğumza hocam