BEN BAHÇIVAN SENSE BİR ÇIYAN
Bu aralar bahçede huzur arıyorum,
Bahçıvanlığa soyundum. Yokluğunu tamamlamaya çalışıyorum. Sensiz yaşamaya alışıyorum. Güller var arka bahçem de. Ön tarafa göze çarpsın diye karanfilleri ekdim. İnsanlar etkileniyor ilk bakışta. Güller dikenleriyle ağırlıyor her sabah beni, Parmaklarımın kanadığını görüyorum. Acı denen bir his kalmadı bende. Hiçbir şey yokluğun kadar canımı acıtamaz. Akşamları suluyorum, öyle öğrettiler. Gündüz, güneşte çiçeklere su verilmezmiş. Bende gündüz seviyorum onları, Arada kalan yabani otları söküyorum. Aramıza giren o insanları da o otlar gibi, Zamanın da söküp atsam şimdi sensiz kalmazdım. Biliyorum ki o otlar sökülmezse, çiçeklere zarar verirler. Ömrümü, kendimi, bahçeme adadım. Yokluğunda bir garip bahçıvanım. Sen, beni görsen hatırlamazsın bile. Ben, senin artık kokunu bile alırım. Güçlendi algılarım, gözüm kapalı bulurum seni. İstesem birkaç saat sonra yanında olurum. Ama sen giderken beni değil, Senin için hazırladığım o çiçek buketini. Yerlere savurdun, bense onları senin için büyüttüm. Ben seni, kabul ederim her halinle, Ama bahçemdeki çiçekler küserler bana. Onlar çok alındılar kendilerini yerlere savurmana. Bir anlam veremediler sendeki düşmanlığa, Oysaki hep anlatırdım dinlerlerdi aşkımızı. Ben mutlu oldukça onlar daha bir süslü olurlardı. Sen bahçeye girdiğinde uslu olurlardı. Yol verirlerdi sana dikenlerini saklarlardı. Bizi izler aşkımızdan etkilenirlerdi. Onlara elimi uzatamazdım, Boyunlarını bükerlerdi, kıskanırlardı seni. Şimdi gelsen düşmanlar sana. Çıkmasın diyorlar karşımıza. Bahçemize, gönül bahçemize girmesin diyorlar. Adını söylesem susuyorlar. Sanki nefret kusuyorlar sana. Anlatamıyorum, dinlemiyorlar artık beni. Ne seni istiyorlar nede yaraladığın sevgini. Ben, seni sevmeyi hak etmeyen bir bahçıvan, Sense, sevgiyi sevgiliyi gönülde değil de, Gönül eğlendirme de arayan bir çıyan sın. Sen de o sevginde yerin dibine batsın. Ben aşkı çiçekler de aradım buldum. Sen benim için kaybolan bir umuttun. Ben ve çiçeklerimi ayakta uyuttun. Sen ki odanın penceresinde ki, Manolyaları bile kuruttun. Su vermedin onlara sevgi vermedin. Beni hangi cesaretle geri istersin. Ben kendimi ve işimi bırakıyorum. Bu çiçekleri de başka bahçıvanlara büyüttürürsün. Başka bir bahçıvanla gönlünü avutursun. Ben gittikten sonra hatıra bıraktığım, çiçekler. Sana karşı olacak emin olabilirsin, O toprakta bir daha tutmayacaklar. Benim gibi seni onlar da bırakacaklar. Yeni bir bahçıvan tutturur mu bilmem. Ama beni unuttura bileceği kesin. Çünkü senin için o yeni bir besin… Onu da yersin ondan sonrasını da. Senin gözün doyar doyurulur da. Toprak seni doyurur mu bilemem? |